Picture for Claude Monet

Claude Monet

Oscar-Claude Monet, 14 Kasım 1840’da Claude-Adolph Monet ve Louise-Justine Aubree’nin ikinci oğulları olarak Paris’te doğdu. Babasının küçük bir bakkal dükkanı vardı. Babasının işi kötüye gidince aile, 1845’te Paris’ten Le Havre’a taşındı. Monet 1851’de burada okula başladı. Monet’nin resim öğretmeni, tarihsel resimleriyle ünlü Jacque-Louis David’in öğrencisi, usta sanatçı François Ochard oldu. Monet’nin sanata olan yatkınlığı çizdiği karikatürlerde belirdi. Öğretmenlerini ve Le Havre eşrafını konu aldığı karikatürleriyle kısa zamanda isim yaptı. Okul dışında da başarılarını devam ettirip karikatürlerinden ilk paralarını kazandı.

 

1856’da açık havada yaptığı deniz ve kıyı resimleriyle tanınan usta ressam Eugène Boudin’le tanıştı. Boudin, Monet’ye açık havada resim yapmanın inceliklerini gösterdi. Resim sanatına devamı konusunda üsteleyerek Monet’e destek verdi. Monet, Boudin’in öğrettiklerini kendi resimlerine yansıtarak 1858’de Le Havre’daki sergiye “Rouelles’den Manzara” adlı resmiyle katıldı. Monet kesin olarak ressam olma kararını bu yıllarda verdi. Bu kararının destekçisi olacak annesi 1857’de vefat etmişti. Babası ise oğlunun aile mesleğini sürdürmesini istiyordu. Fakat oğlunun kararlılığını görünce engel olmadı.

 

Monet, 1859’da resim öğrenimi için Paris’e gitti. Burada özel bir resim okuluna, Suisse Akademisi’ne, kaydını yaptırdı. Öğrenimi sırasında Camille Pissarro’yla tanıştı. Monet’nin akademi dönemi 1861’de askere çağrılmasıyla son buldu. Cezayir’e gönderilmişti, ancak bozulan sağlığı nedeniyle Le Havre’a döndü.

 

1862’de Paris’e gitti ve ressam Charles Gleyre’in ünlü atölyesine kaydoldu. Atölyede üç genç ressamla, Frédéric Bazille, Alfred Sisley ve Auguste Renoir ile tanıştı. Bu dörtlü izlenimcilerin çekirdeğini oluşturacaklardı. Monet ve arkadaşları Paris’de resim gezilerine katılıyorlar ve giderek Gleyre’nin geleneksel sanat yaklaşımına ilgilerini yitiriyorlardı. 1863’te Fontainebleau ormanında açık havada resim yapmak üzere atölyeyi terk ettiler. Aynı tarihte Édouard Manet’in “Kırda Öğle Yemeği” adlı tablosu Paris Salon’nun alternatifi olan Reddedilenler Salonu’nunda (Salon des Refuses) sergilendi ve büyük tartışmalara yol açtı. 1865 yılında Monet, bu tablodan ilham alarak aynı tema üzerine bir resim yapmayı tasarladı. “Kırda Öğle Yemeği”ni açık havada çalışarak altı metre genişliğinde devasa bir tablo yapmak istemişti. Fakat teknik olarak bitirilmesi zor bir projeydi. Salon’un açılışına çok az zaman kaldığı için başka bir resim hazırlamak zorunda kaldı. 1866’da, modeli ve sevgilisi Camille Doncieux’u şık bir elbise ile tam boy portresini yaptı. Bu tablo kabul gördü ve Monet’ye büyük bir başarı getirdi. Tablonun sergilenmesi sonrasında eleştirmenlerin de katkısıyla Monet ve Manet’nin isimleri birlikte anılmaya başlandı ve bu ikili tanışarak yakın arkadaş oldu.

 

1867’de yaptığı açık hava kompozisyonu “Bahçedeki Kadınlar”ın Salon jürisi tarafından reddedilmesinden sonra, Monet ekonomik sıkıntıya düştü. Ailesi Camille’le birlikte yaşamasına karşı çıkıyor, Monet’ye destek olmuyordu. Bir süreliğine Camille’den ayrılmış izlenimi vermek için Saint-Adresse’deki teyzesinin evine taşındı. Le Havre’daki verimli bir dönem geçirmesinin semeresini bu dönemde gördü. Bu dönem resimlerinden “Saint-Adresse’te Teras” çiçekleri ve ışığı Monet’nin ilk konusu olan suyla buluşturuyordu.

 

Camille Paris’te 1867 Ağustos’unda oğulları Jean’ı dünyaya getirmesi üzerine Monet Paris’te daha fazla zaman geçirmeye başladı. Le Havre’da deniz fuarı için satışlar yapınca 1868’de Monet’nin durumunda kısa süreli bir rahatlama oldu. Genç aile Le Havre yakınlarındaki sahil kasabası Etretat’da taşındı. Monet, Etretat ve Fécamp’da resimler yapmıştı. 1869 yazında ise, Monet ve ailesi Seine'in batı kıyısında Bougival yakınında Saint- Michel'e yerleşti. Renoir, Monet'yi sık sık ziyaret ediyor, manzara resimlerinde birlikte çalışıyorlardı. Yakında bulunan La Grenouillère (Kurbağalı Göl), Paris'ten günübirlik gelenlerin gözde bir buluşma yeriydi. Monet’yle Renoir, Bougival’de böyle bir günübirlikçi sayfiyesini tuvale aktardılar.

 

1870 yılında Monet ve Camille evlendi. Kısa bir süre sonra patlak verecek Fransa-Prusya savaşından hemen önce Normandiya kıyılarındaki Trouville’ye, oradan da Londra'ya gittiler. Monet, Londra’da Paris’ten gelen ve sanat eserleri alıp satan Paul Durand-Ruel ile tanıştı. Uzun yıllar sanatçının eserlerinin büyük bir kısmını o satacaktı. Thames ve Londra parklarının birkaç manzarası bu dönemde yaptığı başlıca eserlerdi.

 

Amsterdam yakınlarındaki küçük bir şehir olan Zaandam da Monet’nin uğrak yerlerinden oldu. Burada sanatının ana temaları gökyüzü ve su ideal bir kombinasyondaydı. Açık havada toprak renklerini kullanarak resimler yaptı.

 

1871’de Fransa’ya döndü ve Paris’in kuzeydoğusundaki Argenteuil’de ailesi ile bahçeli bir eve taşındı. Babasının ölümünden sonra bıraktığı miras ve Paul Durand-Ruel’den aldığı destekle daha iyi bir yaşam sürdürebiliyordu. Renoir, Pisarro ve Manet gibi ressam dostlarını evinde ağırlıyordu. Monet, burada suyla ilgilenmeye başladı. Büyük bir sandala kabin yaptırıp güneşten korunmak için de tente ekleyerek yüzen bir atölye yaptı. Bu tekne atölye birkaç resminde yer aldı. Şövalesiyle su üstünde gezintiler yapıyor ve su manzaraları resmediyordu. Manet de 1874’te bu teknenin resmini yapacaktı ve sanatçıyı resim yaparken betimleyecekti. Altı yılını geçirdiği Argenteuil’de Monet, evinin yakınlarındaki Seine nehri ve kırların birçok resmini yaptı. Monet yüzden fazla eserini burada gerçekleştirdi. Parlak renklerin kullanıldığı, hafif ve hızlı boyama tekniği ile yapılan bu çalışmalar, izlenimcilik akımının en güzel ve çok bilinen eserleri arasında kabul edilecekti.

 

1873 sonlarında Monet, Renoir, Cézanne, Sisley ve Pissarro’nun da dahil olduğu bir grup ressam bir araya geldiler. Kendilerinin düzenlediği ve finanse ettiği bir sergi açmaya karar verdiler. Bu sanatçı organizasyonu Nisan 1874’de, Boulevard des Capucines’de fotoğrafçı Nadar’ın stüdyosunda bir ay sürecek olan ilk sergisini açtı. Monet’nin, 1872’de Le Havre’da resmettiği “İzlenim, Gündoğumu” ve 1873 tarihli “Boulevard des Capucines” dönemin başyapıtları olan iki resmi sergilenenler arasındaydı. Eleştirmenlerin sergiye ilişkin görüşleri ikiye bölünse de yeni resim akımınının adı bu sergiden çıktı. Serginin en ciddi eleştirisini sanat eleştirmeni Louis Leroy yazdı. Monet’nin “İzlenim, Gündoğumu” resminin adını tüm grubun üslubuna yakıştırdı. Leroy eleştirisine “İzlenimcilerin Sergisi” diye başlık attı. İzlenimcilik akımının adı da böylece konmuş oldu.

 

1876’da, mağaza yöneticiliği yapan müşterisi Ernest Hoschedé, Monet’ye evinin bir odasına süs panoları yapma işini verdi. Fakat ertesi yıl iflas etti. Monet, Hoschedé ve karısı Alice’le dostluğunu sürdürecekti. Paris’te geçirdikleri kısa dönemin ardından 1878’de Monet ve ailesi Vetheuil’e taşındı. İkinci oğulları Michel, Paris’te doğmuştu. İflas bayrağını çeken Hoschedé’ler de altı çocuğuyla onlara katılmıştı. Alice, kendi altı çocuğuyla birlikte Monet’nin iki oğlunun da bakımını üstlendi ve böylece iki aile birleşmiş oldu. 1879’da Camille, 32 yaşında öldüğünde Monet onu ölüm döşeğinde resmetti. Bu mutsuz ve zor döneminde sanatçı, odağında kirlenmemiş doğa olan 200’e yakın peyzaj yaptı. Resimlerinde insanlar nadiren bulunuyordu, bulundukları yerlerde de sadece doğayla bütünleşmiş ayrıntılar olarak görülüyordu. Camille öldükten sonra, Monet için Alice Hoschedé sadık bir dost olmuştu. Alice'in kocası Ernest Hoshedé de evi terk edince, Monet sekiz çocuğun sorumluluğunu almış oldu. 1881’de Monet, Alice Hoschedé ve çocuklarıyla bir kez daha taşınarak Paris’in yaklaşık yirmi kilometre dışında küçük bir kasaba olan Poissy’ye yerleşti. Hayranlık duyduğu Normandiya kıyılarına kolayca uzun seyahatler yapabilecekti.

 

Monet için 1882 verimli bir yıl oldu. Birçok kez Normandiya kıyılarına gidip geldi ve değişik açılardan, günün değişik saatlerinde “Varengeville'de Gümrük Noktası”nı yaptı. Dieppe yakınındaki Pourville’den deniz görünümlerini resmetti. 1883’de garip kıyı oluşumları ile ünlü Etretat’a gitti. Bu kıyı resimleri, Monet'nin dizi çalışmalarına doğru gidişinin ilk göstergelerindendi. Aynı yıl Paris’in batısında yer alan Giverny’de bir ev kiralayarak büyük ailesiyle oraya taşındı. Bu, Monet’nin son taşınması olacaktı. Yılın sonunda ressam arkadaşı Renoir ile birlikte Güney Fransa’ya doğru bir seyahate çıktı. Bu gezi sonrası 1884’te Monet tek başına İtalyan Rivierası’nda küçük bir kasaba olan Bordighera’ya yerleşti. En renkli resimlerini burada yaptı. Denizi, gökyüzünü, parlak güneşin altında çam ağaçlarının birbirine dolanıp bükülen dallarını betimledi. Limon bahçelerinde, zeytin ağaçlarında ve palmiyelerde turkuvaz, parlak deniz mavisi, pembe, turuncu gibi paletinde önceleri neredeyse hiç yer almayan renkleri kullandı.

 

1886’da “Etretat’de Manneporte” adıyla anılan devasa kaya kemeri resmi ile Britanya’nın güney kıyı açıklarında küçük bir ada olan Belle-île-en-Mer kıyıları’ndaki kaya oluşumunu gösteren resimler yaptı. Buralarda konu olarak çıplak kayalıkları, denizi seçti. Gökyüzünün sürekli değişen parıltısını, renklerini bıkıp usanmadan ışıktaki değişimlerini aradı. Artık resimlerinde insana neredeyse hiç yer vermiyordu. Figüre yer verdiyse de, bunun nedeni o figürlerin manzarasına bir derinlik duygusu getirmesiydi. Belle-île-en-Mer kıyılarında, 1886’dan itibaren, aynı bakış açısının çeşitli varyasyonlarını resmederek bir sahne üzerine odaklanmaya başlamıştı. Bu çalışmaları olumlu eleştiriler aldı. 1888’de Côte d'Azur’e yaptığı seyahatte Antibes’i benzer biçimde çalıştı. 1890-1891 yıllarında saman balyaları ve Epte kıyısı boyunca uzanan kavak ağaçları; 1892-1894 yılları arasında Rouen Katedrali’nin batı cephesini gösteren dizi resimleri ortaya koydu. Yaptığı bu dizi resimleriyle olağanüstü bir başarı kazandı.

 

Monet, resimlerini düzenli biçimde satabildiği için parasal güvenceye kavuşmuştu. 1890 yılında Giverny’de 1883’ten beri oturdukları evi satın alabilecek duruma gelmişti. Ernest Hoschedé’nin ölümünden sonra, 1892’de Monet'yle Alice Hoschedé evlendi. Giverny’deki araziyi satın alan Monet, bahçeyi yeniden düzenlemeye başladı. Bahçesinden demiryoluyla ayrılan alanı, içinden geçen dereyi kullanarak bir su bahçesine dönüştürdü.

 

1895’te buraya, Japon ahşap baskılarındakiler gibi kemerli bir köprü yaptırdı. Düşünülerek yerleştirilmiş bitkiler ve nilüfer havuzu, çok sayıda bahçe resmi yaratmasında ilham kaynağı oldu. Kısa süreli geziler için buradan ayrılsada, giderek Giverny, Monet için bir referans noktası oldu. 1895’te Norveç’e kısa bir gezi yaptı. 1899 sonbaharında Alice’le birlikte Londra’ya gitti. Burada “Parlamento Binaları”, “Londra ve Puslu Havada Waterloo Köprüsü” gibi resimlerin de bulunduğu Thames dizisini yaptı. 1908’de Venedik’e giderek burada taş işçiliği ve suyun masif ve değişken kontrastını gösterdiği Venedik dizisini oluşturdu. Venedik gezisi sonrasında Monet’nin gözlerinde görme kaybı ve renk algısı bozukluğuna neden olan katarakt hastalığı ortaya çıktı. Gözlerindeki bu başkalaşım o dönem çalışmalarına da yansıdı.

 

1911’de Alice Monet’nin ölmesi ile Monet depresyona girdi. Ayrıca gözleri daha da kötüleşti. 1923’te geçirdiği iki ameliyatla gözleri sağlığına kavuştu ve tekrar resim çalışmalarına devam etti. Su bahçesi, yaşamının son otuz yılında Monet’nin başlıca resim konusunu oluşturdu. Yansımalardan oluşan su dünyasının resmedildiği manzaralar, ölümüne dek üzerinde çalışacağı dev nilüfer resimleriyle doruğa ulaştı. Monet, 5 Aralık 1926’da, 86 yaşında Giverny’de akciğer kanserinden yaşama veda etti.

 

Yararlanılan Kaynaklar;

Heinrich, C., (2006). Monet, Birinci Basım, Taschen/Remzi Kitabevi, İstanbul.

Zeidler, B., (2005). Monet, Literatür Yayıncılık, İstanbul.

Altuna, S., (2013). Ünlü Ressamlar Hayatları ve Eserleri, Birinci Baskı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul.

Newall, D., (2014). Empresyonistler Ayrıntıda Sanat, İkinci Basım, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

Lunday, E., (2013). Büyük Sanatçıların Gizli Hayatları, Beşinci Baskı, Domingo Yayınevi, İstanbul.

Spence, D., (2012). Büyük Ressamlar Monet, Üçüncü Basım, Koleksiyon Yayıncılık, İstanbul.

Bell, J., (2009). Sanatın Yeni Tarihi, Birinci Baskı, NTV Yayınları, İstanbul.

Turani, A., (2010). Dünya Sanat Tarihi, On Dördüncü Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul.

Şenyapılı, Ö., (2003). Ressamlar ve Kadınları, Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. Yayınları, Ankara.

Güvemli, S., (2005). Sanat Tarihi, Dördüncü Baskı, Varlık Yayınları, İstanbul.

1840  14 Kasım’da Paris’te doğdu. 

 

1845  Ailesiyle birlikte Le Havre’a taşındı. 

 

1851  Le Havre’da okula başladı. 

 

1856  Manzara ressamı Eugene Boudin adlı sanatçıyla tanıştı. 

 

1857  Monet’in annesi vefat etti. 

 

1859  Resim öğrenimi görmek için Paris’e gitti ve Suisse Akademisi’ne kaydoldu. Camille Pisarro ile tanıştı. 

 

1861  Askerliğe çağrıldı ve Cezayir’e gönderildi. 

 

1862  Paris’e döndü. Charles Gleyre’in (1806 -1874) atölyesine girdi. Burada Auguste Renoir (1841 -1919), Alfred Sisley (1839 -1899) ve Frédéric Bazille’le (1841-1870) tanıştı.

 

1863 Monet ve dostları Fontainbleau Ormanı’nda resim yaptılar. Yıl sonunda Charles Gleyre’in atölyesinden ayrıldılar. 

 

1865  Salon sergisi için çok büyük boyutlarda “Kırda Öğle Yemeği” tablosu üzerinde çalışmaya başladı. 

 

1866  “Yeşil Elbiseli Kadın” tablosu Salon’da sergilendi ve büyük bir başarı kazandı. 

 

1867  Saint-Adresse’deki teyzesinin evine taşındı. Camille Doncieux, oğlu Jean’ı dünyaya getirdi. 

 

1868  Le Havre’daki sergide gümüş madalya aldı. Etretat’a taşındı. 

 

1869  Renoir ile birlikte “La Grenouillère” adlı tabloyu yaptı. 

 

1870  Camille Doncieux'yle evlendi. Trouville’de deniz manzaraları yaptı. Londra’ya gitti. Burada Parisli sanat tüccarı Paul Durand-Ruel ile tanıştı. 

 

1871  Monet’nin babası vefat etti. Sonbaharda Hollanda üzerinden Fransa’ya döndü. Aile, Argenteuil’e yerleşti. 

 

1872  Monet bir yüzen atölye yaparak Seine kıyılarını betimledi. Le Havre’da “İzlenim, Gündoğumu”nu yaptı. 

 

1873  Önde gelen izlenimci sanatçılar Société Anonyme Coopérative des Artistes, Peintres, Sculpteurs, Graveurs, etc. adıyla bir şirket kurarak toplu sergiler düzenlemeye başladılar. 

 

1874  İlk İzlenimci topluluğu sergisi düzenlendi. 

 

1877  Saint-Lazare Garı'nı resimledi. 

 

1878  İkinci oğlu Michel, Paris’te doğdu. Vétheuil’e taşınıldı. Alice Hoschedé de altı çocuğuyla yanlarına geldi. 

 

1879  Vétheuil’de kar resimleri yaptı. 5 Eylül’de Camille, 32 yaşında öldü. Monet onu ölüm döşeğinde resmetti. 

 

1880  Monet’in ilk tek kişilik sergisi başarılı oldu. 

 

1881  Monet, Alice Hoschedé ve çocukları ile Poissy'ye taşındı. 

 

1883  Etretat’ya gezi yaptı. Giverny’ye taşındı. Renoir’la birlikte Güney Fransa’ya gitti. 

 

1884  İtalyan Rivierası’na gitti. 

 

1886  Etretat ve Bretanya’da çalıştı. Bretanya’da, sonradan yaşam öyküsünü kaleme alacak Gustave Geffroy’yla tanıştı.

 

1890  "Saman Balyaları" dizisi üzerine çalıştı, "Kavaklar" dizisine başladı. Giverny’de 1883’ten beri oturdukları evi satın aldı. 

 

1892  "Rouen Katedrali" dizisine çalıştı. Monet ile Alice Hoschedé evlendi. 

 

1895  Norveç’e gitti. 

 

1899  Giverny’deki su bahçelerinde "Nilüferler" dizisine başladı. Sonbaharda Londra’ya gitti. "Thames ve Parlemento" manzaralı resim dizisi yaptı.

 

1908  Görme kabiliyeti azaldı. Alice ile Venedik'e gitti.

 

1911  Alice Hoschedé, 19 Mayıs’ta vefat etti. 

 

1912  Gözleri gitgide kötüleşti, göz doktoru katarakt teşhisi koydu. 

 

1914  Büyük oğlu Jean öldü. Monet dev nilüferlerini duvar resmi olarak yapmaya başladı. Fransa 3 Ağustos’ta Birinci Dünya Savaşı’na girdi. 

 

1915  Nilüfer resimleri için yeni bir atölye kuruldu. 

 

1918  11 Kasım’da ateşkes ilan edildi. Nilüferler’den sekiz resmi, Ateşkes Anlaşması onuruna devlete bağışladı. 

 

1923  Geçirdiği iki ameliyatla gözleri sağlığına kavuştu; resim yapmaya döndü. Büyük nilüfer süslemelerini çalışmayı sürdürdü. 

 

1926  Claude Oscar Monet, 6 Aralık günü 86 yaşında Giverny’de yaşama veda etti.

Giverny’de Bahçe ve Nilüferler - Claude Monet

Gökyüzü artık yalnızca bir yansımaydı ve artık tablolarının üst bölümünün tersine resmin alt yarısında yer alıyordu. Daha karanlık ve görsel olarak daha ağır olan kıyı şeridi de resmin üst yarısını oluşturmaktaydı. Giverny’deki araziyi satın alan Monet, bahçeyi yeniden düzenlemeye başlamıştı. Kendi tasarım ve düzenlemeleriyle türlerine ve renklerine göre birbirine koşut sınırlar oluşturarak...

İzlenim, Gündoğumu - Claude Monet

İzlenimcilik akımının adı, sanat eleştirmeni Louis Leroy Monet’nin “İzlenim, Gündoğumu” resminin adını tüm grubun üslubuna yakıştırdı...

"Kırda Öğle Yemeği" Sahneleri

1863’te Paris’in ünlü resim sergi­si Salon’a başvuran tabloların ancak yarısı kabul alır. O yıl sergiye alınmayan sanatçıların şikayetleri üzerine III. Napolyon Salon des Refusés (Reddedilenler Salonu) adıyla başka bir sergi düzenlemesine izin vermiştir. Bu sergi de Manet’nin resmi “Kırda Öğle Yemeği” büyük bir gürültü koparmış ve kısa sürede bir skandala imza atmıştı...

La Grenouillère - Monet ile Renoir

İki ressam, yan yana yerleştirdikleri sehpalarında aynı konuyu çalıştılar. İkisi de üzerinde tek bir ağaç olan ve bu yüzden Çiçek Saksısı denen küçük adacıktaki eğlenen insanları konu olarak seçmişti. Monet ile Renoir, Bougival’de böyle bir sayfiyeyi tuvale aktarmışlardı...