Belleğin Azmi, 1931, Tuval üzerine yağlı boya, 24.1 x 33 cm, Museum of Modern Art, New York, ABD.
1928’de Parisli sürrealistlerle tanışan Salvador Dali, 1929’da onlara katıldı. Kısa sürede sürrealizmin en ünlü siması oldu. Dali de diğer sürrealistler gibi bilinçaltı kuramlarının analiz edildiği Rüyaların Yorumu’nun yazarı Sigmund Freud’un sadık bir takipçisiydi. Çarpıtılmış figürlü tablolarıyla ikon oldu. Issız bir kumsalda solmuş çiçekler gibi duran eriyip yumuşamış cep saatlerini resmettiği 1931 tarihli “Belleğin Azmi” en ünlü tablolarından biri oldu. 1932'de New York'da Madison meydanındaki Julien Levy Galeri'de ilk kez sergilendiğinde büyük ilgiyle karşılanmıştı. II. Dünya Savaşı yıllarına kadar yaşamını sürdüreceği ABD’de Dali’nin ilk sergisiydi bu.
Dali resimlerinde çocukluk manzaralarını yansıtıyordu. Katalonya manzaralarına ait detayları çalışmalarında yıllarca kullandı. “Belleğin Azmi”nde de altın rengi yalıyarların doğduğu Katalonya’nın kıyıları arka planda sahnenin fonunu oluşturuyordu. Resmin ortasında uzun kirpikli, yandan görünen, formu bozuk bir baş yer alıyordu. Bu tuhaf figürün Dali’nin kendi profili olduğu söylenegeliyordu. Kirpikler, düşünen veya uyuyan, kapalı büyük bir gözü anıştırıyordu. Dali ancak dünyevi zamanın dayattığı sınırlardan kurtulursak bilincimizin özgürleşeceğini ima etmekteydi.
Ön plandaki yumuşamış üç cep saati kadranı, erimişler gibi gevşekçe asılı durmaktaydı. Ortada yer alan tuhaf figürün üzerinde onun örtüsüymüş gibi eriyen bir cep saati sarkıyordu. Figürün solundaki toprak rengi kaidenin kenarında bir başka erimiş saat vardı. Kaidenin arka kenarında kurumuş bir ağacın tek dalında bir başka erimiş saat asılıydı. Kaidenin önünde ise turuncu kapağının üzerinde karıncaların gezdiği sert saat, yumuşak saatlerle bir karşıtlık içindeydi. Bu cep saatinin tam ortasında kümelenmiş bir karınca sürüsü vardı. Bu karıncalar ve toprak rengi kaidenin kenarında erimiş saatin açık mavi kadranı üzerindeki sinekten başka kompozisyonda canlı yoktu. Dali Endülüs Köpeği filmi de dahil birçok çalışmasında karıncaları çürümüşlüğün sembolü olarak kullanmıştı.
Tablodaki her saat farklı bir zamanı gösteriyordu. Çünkü Dali'nin dünyasında doğrusal ve düzgün ilerleyen zamanın önemi yoktu. Saatler erir, erimeyip sağlam kalanlar da çürümenin yani ölümün simgesi karıncalarla kaplanır. Bu saatlerle resmedilen zamanın anlamsızlığıydı.
“Belleğin Azmi”ndeki akışkan-eriyen saatler için Dali’nin yumuşayan ve eriyen Camembert peynirinden esinlendiği söylenegelmekteydi. İnsan üretimi nesneler geçici nitelikteydi onun için. Kalıcı olan yalnızca parlak ışık altındaki manzaranın arka plandaki sert motifli kayalıklardı. Sarkan saatler ile kaplanmış manzara Salvador Dali’nin düşlerinden fırlamış gibiydi. Görüleri düşlemsel olsa da Dali onları canlı ve natüralist renklerle aktarırdı. Bu resimde de fırça izleri eritilerek pürüzsüzleştirilmiş yüzey ile ışık ve gölgenin gerçekçi kullanımı, sahneyi sahici kılmak için tasarlanmıştı.
Dali 1930'lardan itibaren bilimle ilgiliydi. Bu ilgi tüm resimlerine yansıyordu doğal olarak. Albert Einstein ve özellikle onun uzay-zaman odaklı izafiyet kuramından etkilenmişti. “Belleğin Azmi” bu minvaldeki ilk önemli örnekti. Dali’nin en ünlü Sürrealist eserlerinden biri olan bu eserdeki akışkan saatler Salvador Dali Sürrealizmi’ni sembolize ediyordu. Dali’deki Katalan mirasının dışavurumuydu aynı zamanda. Çocukluğundan kalan tepeler ve karıncalar tabloda yoğunluklu yer işgal ediyordu. Dali ve yapıtlarının simgesi Yumuşak Saatler yalnızca onun başyapıtlarından biri değil yirminci yüzyılın en unutulmaz tablolarından biri de oldu.
Yararlanılan Kaynaklar;
Weyers, F., (2005). Dalí, Literatür Yayıncılık, İstanbul.
Thomson, L., (2014). Sürrealistler Ayrıntıda Sanat, Birinci Basım, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.
Farthing, S., (2014). Sanatın Tüm Öyküsü, İkinci Baskı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul.
Dickins, R., (2013). Ünlü Resimler, İkinci Baskı, Sıfıraltı Yayıncılık, Ankara.
-----------., (2007). Salvador Dali, Birinci Baskı, Boyut Yayın Grubu, İstanbul.