Bir hobi olarak resme başlayan Paul Gauguin izlenimci bir üslup geliştirmişti. Son beş izlenimci sergiye de katılmıştı. Bu akım geçerliliğini kaybetmeye yüz tutunca dışavurumcu saf renkleri, ritmik ve çizgisel bir üslubu kullanmaya başlayarak Sembolizmin etkisine girmişti.
Birçok ressam ile birlikte Breton'daki Pont-Aven bölgesinde koyu ve kalın çizgilerin parlak renkleri çevrelediği bir resim üslubu olan Kluazonizm üzerinde çalışmıştı. Kariyerinin ikinci yarısını geçirdiği Tahiti’de yerlilerin ruh hallerini anlama çabası içerisine girdi. Dış hatları basitleştirip yoğun renkli geniş alanlar kullandığı ilkel sanatla uyumlu portreler yaptı.
“Masada Bir Kase Meyve ve Çiçekler”, “Otoportre” ve “Çiçekli Kadın” resimlerinden örnekler ile çalışmalarındaki detaylar, renk geçişleri ve fırça darbeleri;
Tuval üzerine yağlı boya, 92.7 x 73.3 cm, Baltimore Museum of Art, Baltimore, ABD.
Ahşap üzerine yağlı boya, 79.2 x 51.3 cm, National Gallery of Art, Washington, ABD.
Tuval üzerine yağlı boya, 70 x 46 cm, Ny Carlsberg Glyptotek, Kopenhag, Danimarka.
Yararlanılan Kaynaklar;
Farthing, S., (2014). Sanatın Tüm Öyküsü, İkinci Baskı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul. Gombrich, E.H., (2002).
Sanatın Öyküsü, Üçüncü Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul.