Gareth EVANS adlı sosyal medya ve bloger uzmanı pandemi sürecinde Dünya’da 2020 yılında google'dan en çok hangi sanatçıların arandığını bulmak istedi. EVANS Her ülkeye göre aranan en popüler olan sanatçıları da dünya haritası üzerinden gösterdi.
Diego Rodríguez de Silva y Velázquez, 6 Haziran 1599’da İspanya’nın Sevilla kentinde doğdu. Endülüslü soylu ailelerden gelen Juan Rodríguez de Silva ile Jerónima Velázquez’in ilk çocuğuydu.
Velázquez, on iki yaşında Sevilla’nın en ünlü resim hocası Francisco de Herrara’nın atölyesine girdi. Bir yıl kadar sonra ileride kayınpederi olacak Francisco Pacheco’nun yanında çalışmaya başladı. Pacheco, resim üzerine pek çok çalışması olan bir ressam ve sanat kuramcısıydı. Sevilla'nın sanatçı, aydın ve soylularıyla da yakın ilişki içindeydi. Pacheco, Velázquez'e istediği bağımsız çalışma ortamını sunarak onun özgün bir üslup geliştirmesinin önünü açmıştı.
1617’de Velázquez, Sevilla’daki Ermiş Lucas Ressamlar Loncası’na kabul edildi. Kendine ait bir atölye açabilmesi, yanında yardımcı ressamlar çalıştırabilmesi, kilise ve zenginlerden sipariş alabilmesi için lonca üyesi olması gerekiyordu. 1618’de ustası Pacheco’nun kızı Juana ile evlendi. Çiftin üç yıl içinde doğan iki kızından Francisca hayatta kaldı. 1620 yılında kendi atölyesini kuran Velázquez, burada çıraklarıyla çalışmaya başladı.
Velázquez’in ilk eserleri İspanya’da bodegón tarzda resimlerdi. Bodegón meyhanede içki içenler, ocak başında yemek pişiren kadınlar, sokak satıcıları, çalgıcılar gibi sıradan insanların betimlendiği bir türdü. Simgesel anlatımla gizlenmiş ahlaksal ve dinsel alt anlamlar taşıyan eserlerdi. Velázquez’in Sevilla’da 1617’den 1622'ye kadar yaptığı tarihli ve imzalı yirmiye yakın ilk dönem eserlerinden dokuzu bodegón tarzındaydı. İleride yapacağı tüm resimler tarihsiz ve imzasız olacaktı. 17. yüzyıl başlarında doğrudan, capcanlı ve ayrıntılı betimlemelerle Avrupalı özellikle İspanyol ressamları etkileyen bodegón akımı İtalyan ressam Caravaggio eserleriyle doğmuştu. Velázquez henüz İtalya’ya gitmese de taklitçilerin yapıtlarından öğrendiği Caravaggio’nun tarz ve buluşlarından çok etkilenmişti. İlk resimlerinde Caravaggio’ya özgü ışık-gölge anlayışına fazlasıyla yer verdi. 1618-1622 yılları arasındaki ilk başyapıtı “Sevillalı Su Satıcısı” bu yaklaşımın bir örneğiydi. Velázquez bu bağlamda değişik türleri ilk kez 1618'de, “Marta ile Meryem'in Evinde İsa” tablosunda bir araya getirdi. Bir bodegón örneği olan bu resim, sayılı dini çalışmalarındandı. Bu tarzın önemli özelliklerinden olan resim içinde resim yöntemini de kullandığı olgunluk döneminin başyapıtı “Nedimeler” ile tarzın en üst düzey örneğini verdi.
Velázquez 1622’de ilk kez Madrid’e gitti. Amacı, başkentin kuzeybatısındaki Escorial manastır-sarayını ve barındırdığı sanat koleksiyonunu görmek ve incelemekti. Ziyaretinin kısa süreli olması nedeniyle bu amacını gerçekleştiremedi. Dönüş yolunda Toledo ve Córdoba'ya uğrayan Velázquez, Córdobalı ünlü şair Luis de Góngora’nın bir resmini yaptı.
Yeni tahta geçen İspanya Kralı IV. Felipe’nin yönetimi bıraktığı baş danışmanı Kont Olivares, sarayın gözde ressamlarından Rodrigo de Villandrando’nun ölümünün ardından 1623’te Velázquez’i saraya çağırdı. Pacheco’nun saraylılarla iyi ilişkileri ve Kont’la tanışıklığı bu davette etkin rol oynamıştı. Henüz 24 yaşındaki sanatçı Madrid’e dönerek kralın hizmetinde maaşlı bir saray mensubu olmuştu. Sanat yaşamının en önemli yıllarını sarayda geçirecekti. Başlıca görevi IV. Felipe’nin portresini yapmaktı. Başarılı çalışmaları sonucunda kralın portresini yapmaya yetkili tek sanatçı oldu ve saray ressamlığına yükseldi. Portrelerindeki ustalık kralın da ilgisini çekmeye başlayınca Velázquez’i kendine rakip gören saraydaki diğer ressamların kıskançlığına neden oldu. Bu durum 1627’de IV. Felipe’nin saray ressamları arasında bir yarışma düzenlemesine vesile oldu ve bu yarışmayı Velázquez kazandı.
1628’de diplomatik bir görevle ikinci kez Madrid sarayına gelen Peter Paul Rubens’le tanıştı. Krala resimler yapan Rubens, atölyesinde Velázquez’i sık sık ağırlamış ve iki ressam arasında iyi bir dostluk kurulmuştu.
Velázquez 1629’da kralın izni ve görevlendirmesiyle araştırma yapmak için ilk kez İtalya’ya gitti. Barselona’dan yola çıkan ressam, sırasıyla Cenova, Milano ve Venedik’e gitti. Venedik’te Tintoretto ve Tiziano’nun yapıtlarını gördü. Bir sonraki durağı, Floransa üzerinden gittiği düşünülen Roma oldu. İtalya başkentinde geçirdiği bir yıl boyunca Raffaello ve Michelangelo'nun yapıtlarını inceledi. İzlenimci etkiye sahip iki küçük manzara resmi ile “Vulcanus'un Demirci Ocağı” ve “Yusuf'un Kanlı Gömleği” gibi büyük boyutlu tuvaller bu dönemde İtalya'da tamamladığı düşünülen yapıtlardı. İspanya’ya dönüş yolunda Napoli’de hayranı olduğu ressam Jusepe de Ribera ile tanıştı. Kral'ın da ricasıyla Napoli’de bulunan Macaristan Kralı'yla evlenmek üzere olan kız kardeşi Doña Maria’nın resmini yaptı.
Velázquez, 1631 yılında İspanya’ya döndü. Genç prens Baltasar Carlos’un portresini yapmakla görevlendirildi. IV. Felipe’nin oğlu Baltasar Carlos bir yaşını yeni doldurmuş ve kral Velázquez seyahatten dönene kadar hiçbir ressamın prensin resmini yapmasına izin vermemişti.
Bu dönemde devlet yönetimini elinde tutan Olivares’in önayak olmasıyla, Madrid’de Buen Retiro Sarayı’nın yapımına başlanmıştı. Yeni sarayın Salón de Reinos (Kraliyet Salonu) adlı büyük salonunun bir yıl süren dekorasyonuna Velázquez de katıldı. Burayı süsleyen tablolar, “Olivares’in Atlı Portresi”nin de olduğu atlı portreler dizisi oluşturuyordu. 1635 tarihli “IV. Felipe At Sırtında“ bu dizinin en önemli parçasıydı. Sergilenen tablolar arasında IV. Felipe’nin anne ve babasının at üzerinde betimlendiği resimler de yer alıyordu. Atlı portrelerin yanında değişik ressamların savaş tablolarından oluşan dizi de sergilenmekteydi. Bu dizideki temel yapıtlardan biri, Velázquez’in 1634-35’te yaptığı “Breda’nın Teslimi” tablosuydu.
Buen Retiro tamamlandıktan sonra IV. Felipe, bir sonraki tasarısını gerçekleştirmeye koyuldu. İmparator V. Carlos, geçmiş bir tarihte, Madrid yakınında yorgunluk atacağı bir dinlenme noktası olarak kullandığı bir gözlem kulesi yaptırmıştı. Torre de la Parada diye bilinen kuleyi IV.Felipe genişleterek bir av köşküne dönüştürdü. Rubens'e mitoloji konularının işleneceği birçok tablo ısmarlamıştı. Av köşkünün tamamlanmasından sonra buraya asılacak tabloların düzenlenmesi için Velázquez görevlendirildi. Sanatçının, elde bulunan uygun tablolar ve Hollandalı ustaların yaptıklarıyla birlikte asılacak bir dizi av resmi de yapması gerekiyordu. Velázquez’in av sahneleri, avcı ve cüce resimlerinin yanı sıra savaş tanrısı Mars, Ezop ve Menippus portreleri de burada sergileniyordu.
Velázquez, 1649’da ikinci kez İtalya yolculuğuna çıktı. Saray koleksiyonu için tablolar satın almış ve İtalyan sanatı hakkında kapsamlı araştırma yapmıştı. Roma’dayken yaptığı birçok portreyle kendi yeteneğini sergileme fırsatı da bulmuştu. Atölyesindeki çırağı Juan de Pareja’nın da gösterişli bir portresini yapmıştı. Roma’da gerçekleştirdiği birçok tablonun arasında en çok dikkat çekeni 1649-1650’de bitirdiği başyapıtlarından biri olan Papa X. Innocentius portresiydi. Bu arada Velázquez 1650’de Roma Akademisi'ne kabul edilmişti. 1651 yılında ise Madrid’e döndü. Yeni görevi IV. Felipe'nin ikinci eşi Kraliçe Mariana'nın portresini yapmaktı. 1640’ların ortalarından beri yürüttüğü mimari danışmanlık görevinden dolayı 1652’de başmabeyinciliğe atanmıştı. 1656’da ise sayısız biçimde yeniden ele alınıp yorumlanan sanat tarihinin en muammalı tablolarından birini, en büyük başyapıtını “Nedimeler (Las Meninas)”i yaptı.
1659 yılında Velázquez, Santiago Şövalyesi sanını aldı. Birliğe girebilmesi için Santiago Şövalyeleri tarafından yıllar süren bir incelemeye tabi tutulmuştu. Velázquez ve ailesinin geçmişi araştırılmış, birçok tanıkla görüşülmüştü. Atalarının geçmişine ilişkin uzun bir soruşturmanın ardından kralın yürekten desteği ve Papa'nın da onay vermesi ile Santiago Şövalyesi sanını almıştı. 1660’da İspanya-Fransa sınırını oluşturan Bidassoa Irmağı üzerindeki küçük bir adada Fransa Kralı XIV. Louis ile Infanta Maria'nın düğününe Santiago Şövalyesi kıyafetiyle katılmıştı. Aynı yıl Madrid’e dönerek rutin işlerini sürdürmeye devam etti. Kısa bir süre sonra hastalanarak yatağa düştü ve 6 Ağustos 1660’ta hayatını kaybetti.
Yararlanılan Kaynaklar;
Erdoğan, C.E., (2015). Sanatın Büyük Ustaları Velázquez, Birinci Baskı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul.
Wolf, N., (2005). Velázquez, Birinci Baskı, Taschen/Remzi Kitabevi, İstanbul.
Yetkin, S.K., (2007). Büyük Ressamlar, Palme Yayıncılık, Ankara.
Altuna, S., (2013). Ünlü Ressamlar Hayatları ve Eserleri, Birinci Baskı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul.
Gombrich, E.H., (2002). Sanatın Öyküsü, Üçüncü Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Turani, A., (2010). Dünya Sanat Tarihi, On Dördüncü Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Bell, J., (2009). Sanatın Yeni Tarihi, Birinci Baskı, NTV Yayınları, İstanbul.
1599 6 Haziran, İspanya'nın Sevilla kentinde doğdu.
1611 Resim hocası Francisco de Herrara’nın atölyesine girdi. Kısa süre sonra ressam Francisco Pacheco'nun atölyesinde çalışmaya başladı.
1617 Sevilla’daki Ermiş Lucas Ressamlar Loncası’na kabul edildi. 1622’ye kadar Sevilla’da yaptığı tarihli ve imzalı yirmiye yakın tablosundan dokuzu bodegón tarzındaydı; ötekiler ise ilk portreleri ve dinsel resimlerdi. Bundan sonraki resimlerini hep tarihsiz ve imzasız bıraktı.
1618 "Yumurta Pişiren Yaşlı Kadın", "Lekesiz Gebelik", "Sevilleli Su Satıcısı" gibi resimleriyle itibar kazandı. Ustası Pacheco’nun kızıyla evlendi.
1622 İlk kez Madrid’e gitti. Sarayın gözdesi olan ressam Rodrigo de Villandrando yıl sonunda öldü.
1623 İspanya Kralı IV. Felipe’nin sağkolu ve baş danışmanı Kont-Dük Olivares, Velázquez’i saraya çağırdı. IV. Felipe’nin portresini yapmakla görevlendirildi. Kralın portresini yapmaya yetkili tek sanatçı olma ayrıcalığı verilerek saray ressamlığına getirildi.
1627 IV. Felipe’nin saray ressamları arasında düzenlediği yarışmayı kazandı.
1628 İkinci kez diplomatik bir görevle Madrid'e gelen Peter Paul Rubens ile tanıştı. "Baküs'ün Zaferi" resmini bu dönemde yaptı.
1629 İlk İtalya yolculuğunda önce Cenova’dan Floransa’ya, bir süre burada kaldıktan sonra da bir yıl oturacağı Roma’ya geçti. "Vulcanus'un Demirci Ocağı" ve "Yusuf'un Kanlı Gömleği" gibi büyük boyutlu tuvaller de gerçekleştirdi. İspanya’ya dönüş yolculuğu sırasında Napoli’ye uğradı.
1631 Velázquez’in kızı Francisca, ressam Juan Bautista Martinez del Mazo ile evlendi.
1635 Madrid’deki yeni Buen Retiro sarayının gösterişli Salón de Reinos (Kraliyet Salonu) bölümünün yapımı bitince bir yıl süren dekorasyonuna katıldı. Burada sergilenen atlı portrelerinin yanı sıra değişik ressamların elinden çıkma savaş tablolarından oluşan dizinin içinde, temel yapıtlarından biri, "Breda’nın Teslimi" de yer alıyordu.
1636 Madrid yakınındaki av köşkü Torre de la Parada genişletilip Rubens atölyesinden tablolarla süslendi. Velázquez’in av sahneleri, avcı ve cüce resimlerinin yanı sıra savaş tanrısı "Mars", "Ezop" ve "Menippus" portreleri de burada sergileniyordu.
1649 Velázquez ikinci kez İtalya yolculuğuna çıktı. Roma’da gerçekleştirdiği birçok tablonun arasında ünlü "Papa X. Innocentius portresi" de yer alıyordu.
1650 Roma Akademisi'ne kabul edildi.
1651 Madrid’e döndü. IV. Felipe'nin ikinci eşi Kraliçe Mariana'nın portresini yapmakla görevlendirildi.
1656 En büyük başyapıtı "Nedimeler"i yaptı.
1659 Atalarının geçmişine ilişkin uzun bir soruşturmanın ardından Santiago Şövalyesi sanını aldı.
1660 6 Ağustos'ta Madrid sarayında hayatını kaybetti.
Diego Velázquez’in 1656’da tamamladığı Nedimeler (Las Meninas) adlı eseri, sanat tarihinin en muammalı tablolarından biridir. Sayısız biçimde yeniden ele alınıp, yorumlanmıştır. Nedimeler, Velázquez’in kendisini de resme dâhil ettiği bir sahneyi betimlemektedir. Bu alışılmadık tablo, sahnenin ardındaki soylu hayata kaçamak bir bakış sunmaktadır...
Gareth EVANS adlı sosyal medya ve bloger uzmanı pandemi sürecinde Dünya’da 2020 yılında google'dan en çok hangi sanatçıların arandığını bulmak istedi. EVANS Her ülkeye göre aranan en popüler olan sanatçıları da dünya haritası üzerinden gösterdi.
İspanyol ressam Diego Velázquez (1599- 1660), insan doğasını anlatmak amacıyla görevleri kralı eğlendirmek olan cüceler ve soytarıları figür olarak kullandığı bir dizi resim yapar. Bu portrelerinde modelinin başını tuvalin üst kenarına yakın yerleştirir. Figürlerini sanki dar, sınırlanmış bir dünyadaymış gibi çömelmiş, iki büklüm durumda betimler. Velázquez saray ressamı olarak kralın hizmetine girmeden önce kralın hizmetkârları sınıfında bulunmuştu. Yani diziye başlamadan önce yaşantılarını paylaştığı figürlerine aşinaydı...
Sanatçının görünüşünü, kişiliğini ve ruh halini yansıtan otoportreler, hem yapıldıkları çağın hem de sanatçının içinde yaşadığı ortama özgü özellikleri taşımaktadırlar. Rembrandt, Van Gogh, Picasso, Munch ve Otto Dix gibi birçok ünlü ressam otoportresini yapmıştır. Her biri bu otoportrelerde kendine has çizgileri kullanmıştır. Ressamların paletleri ve resimleri arasındaki bağlantı, paletlerin üzerindeki boyalar onların kişisel tarzlarını ve tekniklerini göz önüne sermektedir.